"On Bir Dul Kadın (2002)" adlı film, Ege'nin sakin bir sahil kasabasında bulunan tarihi bir şatoda geçen gizemli bir hikayeyi anlatıyor. Şatonun sahibi olan dul kadın, Leyla Hanım, yıllardır burada yalnız yaşamaktadır. Ancak Leyla Hanımın yaşamı, bir gün genç ve gizemli bir adam olan Murat'ın kasabaya gelmesiyle değişir.Murat, Leyla Hanımın şatodaki bakıcılığını üstlenir ve kısa sürede Leyla Hanımın güvenini kazanır. Ancak Murat'ın gerçek niyetleri, Leyla Hanımın kırılgan dünyasını sarsacak bir sır barındırmaktadır. Şatonun duvarlarında, geçmişin izlerini taşıyan gizli odalar ve unutulmuş anılar yer alırken, Leyla Hanımın yalnızlığının ardındaki gerçekler gün yüzüne çıkar.Leyla Hanımın yaşamındaki bu ani değişiklikler, kasaba halkı arasında da büyük merak uyandırır. Şatoda yaşanan gizemli olaylar ve eski aşk hikayeleri, kasaba sakinlerini de etkiler. Bir yandan Leyla Hanımın geçmişiyle yüzleşirken diğer yandan da Murat'ın gerçek kimliğini keşfetmeye çalışırlar.

2004 yapımı "Yazlık Çapkını," sıcak bir yaz tatilinde hayatlarını sorgulayan ve eğlencenin peşine düşen bir grup arkadaşın komik ve romantik maceralarını konu alıyor. Film, İstanbul’un stresinden kaçıp Ege kıyısındaki bir yazlık siteye giden üç yakın arkadaşın hikayesini anlatıyor. Bu üçlünün amacı basittir: şehir hayatından uzaklaşmak, yazın tadını çıkarmak ve biraz da gönül eğlendirmek. Ancak işler planladıkları gibi gitmez ve kendilerini bir dizi komik olayın, yanlış anlamaların ve duygusal çalkantıların ortasında bulurlar.Başrolde yer alan Ali, hayatı fazla ciddiye almayan, karizmatik bir gençtir. Bu yaz kısmetini bulmayı umarken, birden fazla kişinin dikkatini çekmesiyle başına olmadık işler açar. Mehmet ise Ali’nin en yakın arkadaşıdır; içine kapanık, romantik bir yapıya sahiptir ve sahilde karşılaştığı gizemli bir kadına âşık olur. Onu bulmak için yaz boyunca küçük bir dedektif gibi çalışır. Ayşe, grubun tek kadın üyesi olarak akıllı ve neşeli bir karakterdir; erkeklerin sürekli peşinde olduğu, ancak gerçek aşkı arayan bir genç kadındır.Film, arkadaş grubunun bu yazlık macerasında aşkı, dostluğu ve hayatın sürprizlerini keşfetme yolculuğunu komik ve romantik bir dille anlatıyor. "Yazlık Çapkını," izleyiciyi kahkahalara boğarken, bir yandan da sıcak bir yaz gününde yaşanan tatlı bir kaçamağın ne kadar karmaşık olabileceğini gözler önüne seriyor.

İstanbul'un eski sokaklarında, gizemli bir evin perdeleri arasında, yasaklı arzuların izi sürülüyor. "Körebe" adlı bu yerli erotik film, arzuların karanlık labirentlerinde bir yolculuğa davet ediyor. Ancak, bu oyunun kuralları herkes için aynı değil.Film, bir grup arkadaşın, olağanüstü bir gecenin içinde kayboluşunu konu alıyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde, sınırlar zayıflıyor ve yasaklı arzular açığa çıkıyor. Ancak, bu oyunun içinde kaybolanlar, kendilerini karanlık sırların ve geçmişin gölgesinde buluyorlar."Körebe", izleyicilere görsel bir şölen sunarken, aynı zamanda duygusal bir keşif yolculuğu vaat ediyor. İstanbul'un mistik atmosferi ve karakterler arasındaki gerilim, izleyicileri büyülü bir dünyaya çekiyor. Ancak, bu dünya masumiyetin ötesinde gizemler barındırıyor.

Türkiye’nin güzel bir köyünde, doğayla iç içe, huzur dolu bir yaşam sürmektedir. Bu köyde, herkesin sevip saydığı, genç ve güzel bir kadın olan Elif yaşamaktadır. Elif, köydeki mütevazı hayatını, doğayla ve çiftçilikle iç içe geçirirken, aynı zamanda kendi içinde derin ve keşfedilmemiş arzular beslemektedir. Günlerini ailesine yardım ederek, hayvanlarla ilgilenerek ve köydeki diğer insanlara yardım ederek geçirir. Ancak, bu sakin yaşamın ardında, Elif’in içsel dünyasında fırtınalar kopmaktadır.Köyün varlıklı ailelerinden birinin oğlu olan Kerem, uzun yıllar sonra büyük şehirden köye geri döner. Kerem, modern hayatın karmaşasından sıkılmış ve köyde biraz huzur bulmayı ummaktadır. Ancak, Elif’i gördüğünde, onun güzelliği ve doğallığı karşısında büyülenir. Kerem, Elif’i tanımaya ve ona yaklaşmaya çalışır, ancak Elif, köy yaşamının katı kurallarına sıkı sıkıya bağlıdır ve bu yakınlıktan çekinir.Bir yaz günü, Elif, çiftlik işlerinden bir süreliğine kaçmak için köyün dışındaki eski samanlığa gider. Bu samanlık, onun için bir sığınak ve huzur bulduğu yerdir. Ancak, o gün Kerem de aynı samanlığa gelir. Tesadüf eseri karşılaşan bu ikili, birbirlerinin varlığından habersiz, samanlığın sıcak atmosferinde bulunurlar. Kerem, Elif’i orada görünce şaşırır, ama aynı zamanda onu tanımak için bir fırsat olarak görür. Elif, Kerem’in bu sıcak ilgisi karşısında başlangıçta çekingen davranır, ancak Kerem’in samimiyeti ve sıcaklığına karşı koyamaz.Elif ve Kerem, samanlıkta geçirdikleri bu anlarda birbirlerine daha da yakınlaşırlar. Elif, Kerem’e karşı hissettiği çekimi inkâr edemez, ancak köyün kurallarını ve aile baskısını düşünerek bu duygularını bastırmaya çalışır. Kerem ise, Elif’in doğallığından ve masumiyetinden etkilenir ve ona karşı hissettiği çekim gittikçe güçlenir.Samanlık, Elif ve Kerem için bir kaçış noktası haline gelir. Her fırsatta burada buluşur, birbirlerini tanımaya ve aralarındaki tutkuyu keşfetmeye başlarlar. Samanlığın gizli köşeleri, onların yasak aşklarının sahnesi olur. Kerem, Elif’e büyük şehirdeki yaşamını, modern dünyanın özgürlüklerini ve fırsatlarını anlatırken, Elif de ona köy yaşamının sadeliğini ve güzelliklerini gösterir. İkisi de birbirlerinin dünyasına ilgi duymaya başlar.Elif ve Kerem’in samanlıkta gizlice buluşmaları köyde dedikodulara yol açar. Köy halkı, Elif’in bu yakınlaşmasını hoş karşılamaz ve aileler de bu ilişkiyi onaylamaz. Elif, köydeki konumunu ve ailesinin itibarını düşünerek büyük bir içsel çatışma yaşar. Ancak, Kerem’in samimiyeti ve ona olan aşkı, Elif’in içindeki tutkuları ve özgürlük arzusunu daha da körükler.

Ayşe, uzun zamandır monoton bir evliliğin içinde sıkışıp kalmıştı. Kocası Murat, işkolik bir adamdı ve aralarındaki bağ gün geçtikçe zayıflamıştı. Ayşe, hayatındaki eksiklikleri doldurmak için farklı yollar aramaya başladı ve sonunda kendini keşfetmenin yeni bir yolunu buldu.Bir gün, eski bir arkadaşı olan Zeynep ile buluştu. Zeynep, özgür ruhlu ve hayatını dolu dolu yaşayan bir kadındı. Ayşe'ye, onu kendi dünyasıyla tanıştırmayı teklif etti. İlk başta tereddüt eden Ayşe, Zeynep'in ısrarı üzerine kabul etti. Zeynep, Ayşe'yi şehrin lüks ve gizli bir kulübüne götürdü. Bu kulüp, insanların kendilerini özgürce ifade edebildiği, arzularını ve tutkularını keşfedebildiği bir yerdi.Ayşe, burada geçirdiği her anın tadını çıkardı. Murat'ın ilgisizliğinden uzak, kendini yeniden keşfetti ve yıllardır bastırdığı duygularını açığa çıkardı. Zeynep'in rehberliğinde, Ayşe kendini daha cesur ve özgür hissetmeye başladı. Bu kulüpte tanıştığı insanlarla paylaştığı yoğun ve tutkulu anlar, onun hayatına yeni bir soluk getirdi.Geceler ilerledikçe, Ayşe ve Zeynep arasındaki bağ da güçlendi. Zeynep'in sayesinde, Ayşe kendi arzularını ve isteklerini daha iyi anladı. Bu süreçte, Murat ile olan ilişkisini de sorgulamaya başladı. Ayşe, artık kendini daha güçlü hissediyor ve hayatında yeni bir sayfa açmak için hazırdı.

2004 yılında, İstanbul’un sanat çevrelerinde adını duyurmaya başlayan genç bir fotoğrafçı olan Serkan, her zaman farklı konuları ve insan hikayelerini fotoğraflamayı severdi. Onun için fotoğrafçılık, sıradan olanın içindeki güzelliği ve gizemi yakalamak demekti. Serkan, bir gün eski bir antikacıda gezerken, oldukça eski ve ilginç görünümlü bir fotoğraf makinesi buldu. Makinenin üzerindeki yazılar neredeyse silinmişti, ancak Serkan’ın dikkatini çeken bir şey vardı: Makinenin arka kapağının iç tarafına küçük bir not yapıştırılmıştı.Bu notta, “Bu makine, yalnızca gerçek ruhları yakalar” yazıyordu. Serkan, bunu ilginç bir pazarlama hilesi olarak düşündü ve makineyi satın aldı. Makineyi satın aldığı antikacı da oldukça sıradışı bir adamdı ve Serkan’a makinenin ilginç bir geçmişi olduğunu, birçok ünlü sanatçının bu makineyle olağanüstü fotoğraflar çektiğini anlattı. Serkan, bu tür hikayelere pek inanmıyordu ama yine de makineyi denemek için sabırsızlanıyordu.Serkan, ertesi gün makineyi denemek için İstanbul’un tarihi sokaklarında dolaşmaya başladı. O, fotoğrafladığı şeylerin sıradan güzelliğini ve sokakların ruhunu yakalamayı umuyordu. Ancak çektiği ilk birkaç fotoğrafta fark etti ki, bu makine sadece yüzeydeki görüntüleri değil, derinlerdeki duyguları ve gizli hikayeleri de yakalıyordu.Makinenin çektiği fotoğraflarda, her insanın yanında beliren flu figürler ve semboller vardı. Bir yaşlı adamın fotoğrafını çektiğinde, adamın yanında bir çocuk silueti beliriyordu; bu, adamın kaybettiği bir oğluna olan özlemi olabilirdi. Bir çiftin fotoğrafında, arka planda soluk renklerle işlenmiş eski bir köy evi görünüyordu; bu da onların birlikte hayal ettikleri ama hiç inşa edemedikleri bir gelecek olabilirdi.Serkan, makinenin gerçekten de sıradanın ötesine geçen bir şeyler yakaladığını fark etti. Bu durum onu hem büyüledi hem de ürküttü. Fotoğraflarını inceleyen sanat eleştirmenleri ve galericiler de Serkan’ın işlerinde daha önce hiç görmedikleri bir derinlik olduğunu söylüyorlardı. Serkan, bir sergi açmaya karar verdi ve bu sergi için makinenin çektiği en etkileyici fotoğrafları seçti.Sergi günü geldiğinde, fotoğraflar büyük ilgi gördü. Ziyaretçiler, her bir fotoğrafın içinde kendilerine ait bir hikaye buluyor gibiydi. Ancak, serginin sonunda, Serkan’ın dikkatini çekmeyen küçük bir detay fark edildi: Makinenin yakaladığı bu figürlerin ve sembollerin birçoğu, geçmişte kaybolmuş insanlar ve unutulmuş olaylarla ilgiliydi. Fotoğrafların arkasında, adeta geçmişten gelen hayaletler vardı. 

2004 yapımı "İş Kadınları," izleyiciyi büyük bir şirketin rekabet dolu dünyasında, güç mücadelesi, entrika ve tutkunun ön planda olduğu çarpıcı bir hikâyeye sürüklüyor. Film, İstanbul’da faaliyet gösteren prestijli bir finans şirketinin yönetim katında çalışan üç başarılı iş kadını etrafında şekillenir. Her biri kendi alanında oldukça yetkin ve kariyerlerinde zirveye ulaşmış olan bu kadınlar, iş hayatının getirdiği baskılarla başa çıkmak için kendi yöntemlerini geliştirmiştir. Ancak, dışarıdan güçlü ve başarılı görünen bu kadınların iç dünyalarında, arzularını ve tutkularını dengelemekte zorlandıkları ortaya çıkar.Aslı, şirketin pazarlama departmanının başında bulunan sert ve kararlı bir kadındır. İş hayatındaki gücünü korumak için sürekli mücadele içinde olan Aslı, hayatındaki boşlukları kısa ve tutkulu ilişkilerle doldurmaya çalışır. Ancak bu ilişkiler, onun iş ve özel hayatında tehlikeli sonuçlar doğurur. Müge, şirketin hukuk departmanında çalışan soğukkanlı ve hesapçı bir avukattır. İşindeki başarısını, her şeyi kontrol altında tutma yeteneğine borçludur. Ancak, onun da içinde bastırdığı güçlü arzuları vardır ve bu arzular, beklenmedik bir anda ortaya çıkar. Müge, iş hayatındaki güç oyunlarında zekâsını ve cazibesini kullanarak rakiplerini alt etmeye çalışır. Zeynep ise şirketin finansal analiz departmanında çalışan ve iş yerindeki rekabetten uzak durmaya çalışan bir kadındır. Ancak sürekli içine çekildiği bu dünya onu da dönüştürmeye başlar. Zeynep, iş ve aşk arasındaki dengeyi bulmaya çalışırken, kendini güç, tutku ve ihanetle dolu bir ilişkiler ağı içinde bulur."İş Kadınları," bu üç kadının iş dünyasındaki zorlu mücadelesini ve içsel çatışmalarını merkezine alır. Kariyerlerindeki başarıları, özel hayatlarındaki boşlukları doldurmaz ve bu durum, onların kontrol edemedikleri arzularının su yüzüne çıkmasına neden olur. İş hayatındaki rekabet, kadınların birbirleriyle olan ilişkilerini de etkiler; dostluklar yerini entrikaya, güven yerini ihanete bırakır. Film, güç, kontrol ve tutku temalarını ustaca harmanlayarak izleyiciyi hem düşündürür hem de büyüler. Yönetmen, modern iş dünyasının karmaşık dinamiklerini ve bu dinamiklerin kadınlar üzerindeki etkilerini derinlemesine işlerken, iş hayatının görünmeyen yüzünü ve bu dünyanın içinde kaybolmuş kadınların hikâyesini cesur bir şekilde ekrana taşır.

Küçük bir köyde yaşanan erotizm dolu film; iki yakın arkadaşın birbirlerinin eşleri ile gizli saklı aşk yaşamasını ele almaktadır. Orta yaşlarına gelmiş olan evli çiftlerin eşleri birbirinden hoşlanmaktadırlar. Sonrasında başlayan gizli saklı ilişkiler yerini ilginç birlikteliklere bırakmaktadır. Eşlerinden habersiz olarak iki farklı adamın ve iki farklı kadının ihanete uğraması ve sonrasında yaşanan birliktelikler Arkadaş Aşkı yerli erotik film ile sizlerle buluşuyor. İyi seyirler...

"Tavlacı Kız", kumarhanelerin gözdesi, tavla ustası Alex'in Maya adında çekici bir kadınla olan karşılaşmasıyla başlayan heyecan verici bir aşk hikayesini anlatır. Alex, tavla oyununda usta bir isimdir ve kumarhanede rakiplerini adeta büyüler. Bir gün, Maya adında gizemli bir kadınla karşılaşır. Maya, hem Alex'in dikkatini çeken bir güzelliğe sahiptir hem de tavla oyununda oldukça yeteneklidir.Alex ve Maya arasında başlayan bu karşılaşma, bir tutkulu ilişkiye dönüşür. Ancak Maya'nın geçmişi, ikilinin ilişkisini sınırlandıran bir engel haline gelir. Maya'nın gizemli geçmişi ve karanlık sırları, ilişkilerini derinden etkiler. Alex, Maya'nın geçmişini çözmeye çalışırken, kendi hayatını da tehlikeye atar.Film, aşkın ve tutkunun yanı sıra kumarhane atmosferinin de etkileyici bir şekilde işlendiği erotik sahnelerle doludur. Alex ve Maya'nın tutkulu ve tehlikeli ilişkisi, izleyicilere heyecan verici bir deneyim sunar. Aynı zamanda, insanın içindeki tutkuları, karanlık sırları keşfetme isteğiyle nasıl bir araya geldiğini gösterir.

 Üvey Anne ve Genç Kızı" (2018), karmaşık ilişkileri ve duygusal çatışmaları konu alan dokunaklı bir drama filmidir. Başrollerinde deneyimli oyuncuların yer aldığı bu film, izleyicilere aile dinamikleri üzerine derinlemesine bir bakış sunar.Film, genç bir kızın annesinin yerine geçen üvey annesiyle olan ilişkisini merkezine alır. Başlangıçta zorlu bir başlangıç yaşayan bu ilişki, zamanla derinleşir ve karakterler arasında beklenmedik bir bağ oluşur. Ancak bu ilişki, sadece mutluluk dolu anlarla değil, aynı zamanda içsel çatışmalar ve duygusal zorluklarla da doludur."Üvey Anne ve Genç Kızı", sadece aile ilişkileri üzerine derinlemesine bir bakış sunmakla kalmaz, aynı zamanda karakterlerin içsel gelişimlerini ve duygusal yolculuklarını da inceler. Film, karakterlerin geçmişleriyle yüzleşmelerini ve duygusal olarak olgunlaşmalarını gözler önüne sererken, izleyicilere insan doğasının karmaşıklığını ve aile bağlarının önemini hatırlatır.Estetik açıdan, film duygusal bir atmosfer yaratmak için dikkat çekici sinematografi ve mekan kullanımıyla öne çıkar. Müzik ve ses efektleri de duygusal yoğunluğu artırarak izleyicileri hikayenin içine çeker."Üvey Anne ve Genç Kızı", izleyicilere sadece karmaşık bir ilişkiyi değil, aynı zamanda aile bağlarının ve sevginin gücünü de gösterir. Film, duygusal anlamda derin bir deneyim sunarken, aynı zamanda karakterlerin içsel dönüşümlerini ve büyümelerini de izleyiciye aktarır.

2004 yılında geçen bu hikaye, İstanbul’un lüks semtlerinden birinde, ünlü bir hastanede çalışmakta olan yakışıklı ve genç doktor Kerem’in yaşamını konu alır. Kerem, hem mesleğindeki başarılarıyla hem de çekici görünümüyle dikkat çeker. Ancak, yoğun ve stresli iş hayatı, Kerem’i zaman zaman farklı arayışlara sürükler.Kerem, hastanedeki hemşirelerden biri olan güzel ve alımlı Esra ile aralarında güçlü bir çekim hisseder. Esra, doktor Kerem’in ilgisini fark eder ve ona karşı koymakta zorlanır. Yoğun iş temposu içinde geçen günlerden birinde, Kerem ve Esra, hastanede geçirdikleri bir gece nöbetinde birbirlerine daha da yakınlaşırlar.Bir gece, hastanedeki boş bir odada buluşurlar. Kerem, Esra’ya karşı hissettiği tutkuyu ve arzuyu daha fazla gizleyemez. Esra da Kerem’in dokunuşlarına karşı koyamaz. Aralarındaki yasak ilişki, hastanenin duvarları arasında, her geçen gün daha da derinleşir.Kerem ve Esra, her anı heyecan ve tehlike dolu gizli buluşmalarda, birbirlerine olan tutkularını doyasıya yaşarlar. Ancak, hastanenin dedikodu dolu atmosferinde bu yasak ilişkiyi gizli tutmak her geçen gün daha da zor hale gelir. İkili, bir yandan aralarındaki ilişkiyi devam ettirirken, diğer yandan bu ilişkinin getirdiği risklerle başa çıkmaya çalışır.Bu gizli aşk, Kerem ve Esra’nın hayatında geri dönülmez değişikliklere yol açar. İkili, hem kariyerlerinde hem de kişisel hayatlarında büyük kararlar almak zorunda kalır. Yasak aşkın ve arzuların ortasında, birbirlerine olan bağlılıkları ve cesaretleri sınanır.

Alkolik bir adamın 3 kızı vardır ve alkol parası bulma konusunda son zamanlarda sorunlar yaşamaktadır. Sırf alkol alabilmek için kızlarını başına toplayan ve onlara bedenlerini satarak eve para getirmelerini söyleyen bu yoldan çıkmış babanın kızlarını nasıl fuhuşa yönlendirdiğini izleyeceksiniz. Tamamen dramatik bir aile filmi olan Kaçış isimli yerli erotik filmde bu kızların para karşılığında erkeklerle nasıl fantezi dolu anlar yaşamak zorunda kaldığına şahitlik edeceksiniz. İyi seyirler...

Bir mahalledeki olağanüstü karakterler ve romantik maceralarla dolu olan "Mahallenin Dilberi", 2004 yapımı eğlenceli ve neşeli bir komedi filmi. Mahallenin en renkli kişiliği olan Dilber'in, beklenmedik bir şekilde aşkı bulmasıyla başlayan bu hikaye, izleyicilere kahkaha dolu bir yolculuk vaat ediyor.Dilber, mahallenin en neşeli ve enerjik kadını olarak bilinir. Ancak aşk konusunda bir türlü şansı yaver gitmemiştir. Ta ki, mahallenin sessiz ve yakışıklı yeni komşusu olan Murat'la karşılaşana kadar. İkilinin arasındaki çekim, mahalle sakinlerini de etkilerken, romantik komedi dolu bir hikaye başlar.Film, geleneksel mahalle yaşamının renkli atmosferini ustalıkla yansıtırken, izleyicilere komik ve dokunaklı anlar sunuyor. Dilber'in arkadaşlarıyla olan ilişkileri, aile bağları ve mahalledeki diğer karakterlerin hikayeleri, filmi daha da zenginleştiriyor."Mahallenin Dilberi", sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda toplumun ve insan ilişkilerinin dinamiklerini de ele alıyor. Komşuluk ilişkilerinden dostluklara, aile bağlarından mahalle dayanışmasına kadar, film izleyicilere sıcak bir duygu seli sunuyor.Oyunculuk performansları da filmin gücünü pekiştiriyor. Başrolde Dilber'i canlandıran oyuncu, karakterin enerjisini ve neşesini izleyiciye ustalıkla aktarıyor. Diğer karakterler de birbirinden renkli ve eğlenceli performanslar sergiliyorlar.Sonuç olarak, "Mahallenin Dilberi", komik ve duygusal bir hikaye sunarak izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Romantizm, komedi ve mahalle atmosferinin ustalıkla harmanlandığı bu film, her yaştan izleyiciye hitap ediyor ve gönülleri fethediyor.

2002 yılında geçen bu hikaye, İzmir’in sıcak yaz gecelerinde başlar. Başrolde, genç ve güzel Leyla, üniversite tatili için ailesinin yazlık evine döner. Yazlık sitede, yıllardır görmediği çocukluk arkadaşı Can ile karşılaşır. Can, yıllar içinde yakışıklı ve karizmatik bir genç adama dönüşmüştür.Leyla ve Can, birlikte vakit geçirdikçe aralarındaki eski bağ yeniden güçlenir ve derin bir çekim hissederler. Akşamları sahil boyunca yaptıkları yürüyüşler, gökyüzünde yıldızların parladığı gecelerde baş başa geçirilen zamanlar, ikilinin birbirine olan duygularını daha da alevlendirir.Bir gece, yazlığın terasında, hafif bir esinti eşliğinde birbirlerine olan arzularını daha fazla saklayamazlar. İkili, birbirine dokunur, öpüşür ve zaman durur. Leyla’nın teni, Can’ın dokunuşlarında yankılanan bir melodi gibidir. Her an, daha da yakınlaşarak, aralarındaki bağı ve tutkuyu keşfederler.Bu gizli ve tutkulu aşk, her geçen gün daha da derinleşir. Gündüzleri dostça başlayan anlar, geceleri şehvetle dolu buluşmalara dönüşür. Leyla ve Can, birbirlerine olan tutkularını ve aşklarını doyasıya yaşarlar, her dokunuşta, her öpüşte daha da bağlanırlar.